Kuranın farklı yorumlanmasına sebep olan özelliklerden birisi de kıraatlardır. Tarihî gelişim içinde Kıraatı Aşera (On Kıraat) adıyla tespit edilip, hem kitâbî olarak muhafaza edilen ve müslümanlar arasında meşhur olan kıraatların, Kuranı anlamada genişlik ve çeşitlilik sağlayan başlıca faktörlerden birisi olduğunu söylemek mümkündür. Bu eserde, tefsire değişik boyut, çeşni ve zenginlik kazandıran kıraat ihtilâflarının tespiti ve bunların izahı yer almaktadır.

Müslüman, Kutlu kitabı Kur'an-ı Kerim'in dilini öğrenmek ister. Bunun İçinde Arapçanın kavaidini, yani dilbilgisini öğrenir, ama dilbilgisini öğrenmek yetmez. Bunlar, pasif bilgidir. Arapçayı ölü dil olan Latince gibi görmek istemeyen Müslüman, bilgisini aktif duruma getirmelidir.

Osmanlı tarihi pek çok veçhesiyle tarih araştırmalarına konu olmuştur. Lakin Osmanlı çocukları hakkındaki bilgimiz hala çok sınırlı düzeydedir. Osmanlıda Çocuk Olmak Osmanlı elitlerini temsil eden imparatorluk çocukları yani şehzadelerle başlamakta ve klasik dönem ahlak kitaplarında öngörülen ideal çocuk eğitimiyle devam etmektedir. Akabinde sıbyan mekteplerini incelemekte daha sonra ise kimsesiz çocuklar için açılan ıslahhanelere kadar uzanmaktadır. Vidinli Kimsesiz Ahmedin ıslahhaneye kabul ediliş hikâyes

Elinizdeki kitap, alanındaki eksikliği gidermek ve oryantalizm çalışmalarının yoğun baskıları karşısında önemli yaralar almış bir konuyu tüm gerçekliğiyle ortaya koyabilmek için ele alınmıştır. Bu araştırmada çoğu zaman konular, içerdiği problemlerden dolayı ilk dönem uygulamalarıyla bir bütün olarak ele alınmış ve esas itibariyle Haçlı Seferlerine Kadar Abbasiler Döneminde Hristiyanların durumu incelenmiştir. Hristiyanların Abbasi coğrafyasındaki tarihinden dini yaşayışına, hukuki ve sosyal hayatlarından M

Kuran Hz. Peygamberin geleceğinin Yahudi ve Hıristiyan kutsal kitaplarında haber verildiğini/müjdelendiğini açık bir şekilde ifade eder. Yahudi ve Hıristiyanların onun peygamberliğine karşı tavır almaları üzerine, Müslümanlar Kuranın bu ifadesini söz konusu kitaplardan aldıkları delillerle ispatlamaya çalıştılar. Bu maksadı gerçekleştirmeye yönelik bir çok metin kaleme alındı. Yedinci yüzyıldan itibaren konuya dair kaleme alınan metinlerin isimleri klasik kaynaklarda yer almasına rağmen, bunlar içinde bize

Eser Hakkında; İslami İlimlerde Metodoloji Usul Meselesi-3 başlığı altında 2009 ve 2010 yıllarında da Kader, Kredi ve Tefsir konularında üç ayrı ihtisas toplantısı daha yapılmış olup hacim dolayısıyla Tefsir İlim midir, Nasıl Bir İlimdir? Konulu toplantı metinleri bu eserde bir araya getirilmiştir.

Türkiye'nin yaklaşık iki yüzyıl önce başlayan ve Cumhuriyet döneminde hızla devam eden bir modernleşme süreci vardır. Bu süreç, Osmanlı Devletinin mirasçılarından biri olan Türkiye Cumhuriyetinin günümüzdeki mevcut eğitim sisteminin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu bakımdan dönemin iyi bilinmesi, eğitim-öğretim sistemindeki problemlere reaksiyon göstermekten öte, bu problemlerin çözümüne katkı sağlayacaktır. Konunun bu derece önemli olması, Cumhuriyet dönemini önemli bir entelektüel ilgi alanı haline get

İslâmî İlimler Araştırma Vakfı ve M. Ü. İlahiyat Fakültesi işbirliğiyle 03 04 Aralık 2010da Kurânın Anlaşılmasına Doğru Tefsir ve Toplum konulu tartışmalı bir ilmî toplantı gerçekleştirilmiş, konu aşağıdaki tebliğ başlıklarıyla ele alınmış, Toplumun Kurân, Meâl Ve Tefsir Algısı; Durum Tespiti Ve Öneriler; Kurân Tefsiri Ve Toplum Eğitimi; Kurânın Hayatın İçinde Anlaşılıp Uygulanması; Tefsircilerin Toplumsal Sorumluluk Ve Yükümlülükleri; Türkçedeki Telif/Tercüme Tefsirlerin Tanıtılması; Türkçe Tefsirlerin Ta

İnsanlığın; medeniyetler çatışmasına değil, medeniyetler buluşmasına ihtiyaç duyduğu günümüzde, Mevlâna düşüncesi çok daha büyük önem arz ediyor. Bu çatışmayı barışa dönüştürebilecek potansiyel Mevlâna fikriyatında var Mevlânanın bugün bu kadar önem kazanmış olması, sözlerinin insan gerçeği ile buluşmasından, insan denen meçhulü çok iyi ifade etmesinden ileri geliyor. Mevlâna gibi abide bir şahsiyetle aynı kültürü paylaşanlara ne mutlu!..

İnsan, Allah'dan gelen ve Allah'a giden bir yolcudur. Hayat ve ölüm imtihan için verilmiştir. (Mülk: 2) İnsan, yolculuk süresince hayırla da, şerle de imtihandadır. (Enbiya: 35) Öyle ise, Allah'a giden insanın, güvenli ve onurlu bir yolculuk yapabilmesi için, kendini ve rabbini bilmesi, yolun kurallarına uyması lazımdır. İnsanı güvenli ve onurlu kılan Allah'a teslimiyeti ve Resulüllah'a bağlılığıdır. İman ve ibadet için yaratildığının fırkında olan insan, ebedi cennetlerin adayıdır. Hayatla ölümün yan yana

Bu kitap, kaynana derdini önce kendi çeken, sonra da onu belki daha fazlasıyla gelinine çektirmeye azmeden kaynanalara bir insaf gelir düşüncesiyle yazılmıştır. Daha kendi evinde iken, kaynanasını bir düşman gibi kabul eden, onunla mücadele için hazırlanan, büyüğe hürmet hissinden mahrum gelinlere bir utanma duygusu aşılar diye kaleme alınmıştır.

İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze dek geçen zaman içinde, insanlar kendi beyinlerinde ve hayâl güçlerinin de etkisi ile yarattıkları kavramlara, bazı insanüstü düşünceler yükleyerek pek çok, sayısız hurâfeler ve yanlış inanışlar yaratmışlardır. Hurâfe ve yanlış inanışların bir çoğu günümüz gerçeklerine de ters düştüğü için insanları ve dolayısı ile inananları yanlış yöne itmekte, sonucunda da bazı psikolojik ve sosyolojik yönlerden olumsuz etkiler yaratmakta olduğu bilinen bir gerçektir. Böyle bir

Her insanın sahip olduğu bazı temel hakları vardır. Hayat hakkı bunların başında gelir. Sağlık ve vücut bütünlüğü hakkı ise hayat hakkına bağlı olarak değer kazanır. Bu haklar her türlü müdahale ve saldırıya karşı din ve hukuk tarafından koruma altına alınmıştır. Ancak zaman zaman şu veya bu sebepten dolayı, insan sağlığında veya beden bütünlüğünde hastalık dediğimiz bazı bozulmalar ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda hastalıkların tedavisi için doktor tarafından yapılacak tıbbi müdahaleler meşru kabul edilm

Erkek veya kadın, kim mümin olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükafatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.(Nahl 97)

Allah'ın (c.c.) kullarına hidayet edip emanet ettiği namaz ibadetini layıkıyla ifa etmek için, her müslümanın hayatındaki etkinliği sağlayacak şartları yerine getirmesi gerekir. Elinizdeki bu küçük hacimli kitapta, söz konusu şartları ve önemli hususları ayet ve hadisler ışığında kısa ve öz olarak açıklamaya çalıştık. Ayrıca namaz esnasında, namaz kılanın şeytan vesvesesinden ve dünya kargaşasından kişinin kendisini sakındıracak yöntemleri ve alacağı tedbirleri anlattık. Eğer şeytan tarafından sana bir ves

Yalnız Hakka kul, kula sadece Hak için hizmet davasında olan büyük insan!.. İnsanlık haysiyetini maddi servetin üstünde tutan... Vicdan ve kanaatin çizdiği hudutlar içinde alın teri dökerek kazanmaya gönül veren... Hakka ve adalete saygılı olmadıkça huzur bulamayan şerefli insan! Bu kitap senin için yazılmıştır!..

Meşhur tefsir ve dil âlimi Cârullah ez-Zemahşerî adlı eserinde Arap Edebiyâtının ilim dallarını 12 olarak zikretmektedir. Bunlar: Lugat ilmi, Binâ (sarf) ilmi, İştikâk ilmi, İ'râb (nahiv) ilmi, Me'ânî ilmi, Beyân ilmi, Arûz ilmi, Kâfiye ilmi, Nesir inşâsı (edebî yazı yazma sanatı), şiir nazmetme ilmi, Kitâbet ilmi, Hitâbet ilmi. Şüphesiz bu ilim dalları içinde en zor olanı Arûz ilmidir. Zira Arûz, belli bir seviyede akıl ve zekâ yanında özel bir kâbiliyyet ve şiir mûsıkîsinden zevk alma tabiatına sâhip olm

Arap Dilinde Ezdâd konusu eskiden beri dilcilerin zihinlerini meşgûl eden konulardan biridir. Günümüze kadar konuyla ilgili lehte ve aleyhte birçok kitap ve makâle yazılmıştır. Arap dilinde ezdâd'ın varlığını kabul edip destekleyenler olduğu gibi, böyle bir olgunun olmadığını iddiâ edenler de vardır. Ancak, müsbet kanâatte olan dilcilerin sayısı, aksi kanâatte olanların sayısından çok daha fazladır. Eski ve yeni Arapça metinlerdeki isti'mâlde bir vâkıa olarak ezdâd'ın varlığını açıkça ortaya koymaktadır. Za