Medine... Hz. Peygamber'in teşrifleriyle nurlanmış (münevvere), O'nun gelişiyle güzelleşmiş (Taybe) şehir Medine. Hicret yurdu Medine, Peygamber şehri Medine. Hüküm âyetlerinin indiği, Muhacir ile Ensar'ın buluştuğu yerdir Medine. İslam'ın ilk başkenti... İlk gazveler sende yapıldı, ilk elçiler sende gönderildi dört bir yana. Yönümüzü sende döndük Kâbe'ye. Eğer bilirseniz Medine sizin için daha hayırlıdır. buyuruyor Efendimiz. Nasıl olmasın ki, Allah'ın elçisi buradadır. Her yerde bir güzellik var. M

Bir kere Hz. Hasan ile Hüseyin Resûlullah´ın huzurunda oynarlarken Cebrail (as) gelip Hz. Hüseyin´e işaret ederek Yâ Muhammed! Senden sonra ümmetin senin şu oğlunu öldürecektir demiş, bunun üzerine Resûl-i Ekrem teessüründen ağlamış ve çocuğu (Hz. Hüseyin´i) bağrına basmıştı. Sonra Cebrail (as) Yâ Resûlallah! Yanınıza şu toprağı bırakıyorum demiş. Resûl-i Ekrem, toprağı alıp koklamış, bu toprakta gam, gussa, belâ kokuyor! buyurmuş ve Ümmü Seleme´ye hitaben ey Ümmü Seleme! Bu toprak ne zaman kana tahavvül ed

Bu eser, hutbe, vaaz, konferans, radyo ve televizyon programları ve kitaplarıyla ülke genelinde tanınmış bir ilahiyatçı olan Ali Rıza Demircan tarafından uzunca bir çalışma döneminden sonra yazılmıştır. Eserin birinci cildinde Kurân ve Sünnet düsturlarına göre insanın cinselliği ve cinsel hayatı üzerinde durulmuş, cinsel öğretimin gerekliliği açılanmıştır. İlâhi ölçülere uygun cinsel hayatın ibadet hayatının bir bölümü olduğu belirtilmiş, cinsel hayattan çekilmenin haramlığı vurgulanmıştır.

İmam-Hatipliler İslam-i hizmeti planlamalı, programlı ve bu elemanları kullanarak belli bir zamanda, en uygun zamanda ve en uygun işi yaparak, faaliyetini ortaya koymalı, belli merhaleler sonunda bu en mukaddes emelimize, Allah'ın bize namaz gibi farz kıldığı, bunun için varolduğumuz en kıymetli, en mübrem hedefe ulaşmalıdır. Bu milletin ferdiyle, toplumuyla İslamileşmesi için eğitim yoluyla hizmet vermelidir.

İslami İlimlerde Metodoloji Usul Meselesi - 3 başlığı altında 2009 ve 2010 yıllarında da Kader, Kredi ve Tefsir konularında üç ayrı ihtisas toplantısı daha yapılmış olup hacim dolayısıyla Kader konulu toplantı metinleri bu eserde bir arya getirilmiştir.

Yüz yıl önce insanımızın, günlük hayatta Arap harflerini kullandığı yazı Kurân kaynaklı kelimelerden oluşuyordu. Hem göz, hem de kulak, Kurân asıllı kelimelere âşinâ idi. Harf inkılâbı ile yazı değişti. Kurân yazısına toplum tamamen yabancı oldu. Kelimeler, öz Türkçe olsun diye, ne olduğu ve nasıl türetildiği belli olmayan kelimeler, dilimize yerleşti ve nesiller arası irtibat kesildi. Kurân-ı Kerimi öğrenmek, eskiye nazaran zorlaşmış oldu. Osmanlı döneminde, altı ay ilkokula gidenler, eski Türkçeyi çok rah

Toplum hayatında, insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen iki önemli kural vardır. Birincisi, maddî ve hukukî kurallar; ikincisi, manevi ve ahlâkî kurallar. Bu kuralların müşterek kullanılması; düzenli, dengeli ve mutlu bir hayatın devamı için şarttır ve yüce bir değer ifade eder. Akıl ve kalp eksenine bağlı ilişkiler ve uygulamalar, toplumu madde esaretinden kurtararak; ilim ve irfanın nurlu ufuklarına ulaştıran ve iki cihan mutluluğuna katkı sağlayan bir ışıktır. Bu kitap, okuyucularımıza, millî ve ma

İnsan, sosyo-kültürel bir varlık olması nedeniyle, pratik eylemleriyle ait olduğu toplumun değer yargılarını da yansıtır. Toplumu oluşturan bireyler, bu sosyo-kültürel etkiler vasıtasıyla değer yargıları ve ön kabullerini dinî söylemlere de dönüştürebilirler. Bu tür dinî söylemler ve sosyal algılar, tarih boyunca kadınları, cinsiyet ayrımına dayalı eşitsizlik ve haksızlıklarla karşı karşıya bırakmıştır. Kadınların, sosyal içerikli ibadetleri ve şahitliği gibi hukukî konularda farklı statülerde görülmesi so

Çağımızda, küreselleşmenin taşıyıcıları olan iletişim ve ulaşım imkânlarının da katkısıyla dünyamızı kuşatan Batı modernizmi, insanlığın binlerce yıllık mânevi ve ahlâkî zenginliklerini giderek gözden düşürüyor ve dünyaya yeni bir insan modeli dayatıyor: Aşırı derecede seküler, ben-merkezci, materyalist, hedonist ve sonuçta merhametsiz bir insan modeli... Bu model, insanın ilkel tabiatına cezbedici gediği için kolayca etkilemektedir. Bu girdaba kapılan insanlık dünyası, görünüşte duyguları, düşünceleri ve ç

Rahmet, merhamet ve mağfiretinin bir gereği olarak hakkımızda kolaylık murat eden, gücümüzle orantılı teklifte bulunan Allah'a hamd olsun. İki şey arasında tercihte bulunması gerektiğinde günah olmadığı sürece kolay olanı seçen, dinin talim ve irşadında kolaylaştırmayı, uygulanmasında itidali tavsiye eden, Yüce Mevlâ'nın âlemlere rahmet olarak gönderdiği Hz. Muhammed'e (s.a.), onun aile fertlerine ve ashabına salât ve selâm olsun.

Kuran, asırlar boyu İslam eğitiminin temel kaynağı olarak kabul edilmiştir. İçerik olarak iman, ibadet ve ahlak temel konuları çerçevesinde odaklaşan Kuran, hiç şüphesiz bu muhteviyat çerçevesinde bir birey ve bu bireylerden oluşan bir toplum modelini inşa etmeyi hedeflemektedir. Bu sebeple Allah ve Onun muazzez elçisi Hz. Muhammed, Kuranın öğrenilmesini, okunmasını ve başkalarına da öğretilmesini teşvik etmişlerdir. Çünkü Kuranı öğrenmek ve okumak, onu ve dolayısıyla İslamı anlamak manalarına gelmektedir.

İslâmî İlimler Araştırma Vakfı 26-27 Mayıs 2012 tarihlerinde, Üsküdar Belediyesi Çamlıca Sabahattin Zaim Eğitim ve Kültür Merkezinde Dinî ve Toplumsal Boyutlarıyla CİNSİYETII konulu bir ilmî ihtisas toplantısı gerçekleştirmiş, Mayıs-2011de, aynı başlıkla yapılan l. Toplantının mütemmimi olmak üzere gerçekleştirilen bu ikinci toplantıya katılan 16 ilim ve fikir erbabı konuyu kendi aralarında tartışmış, toplantıda sunulan tebliğler ve yapılan müzakereler bu eserde bir araya getirilerek neşredilmiştir.